İşverenler profesyonellerden ve çalışanlardan beklentilerini firmanın kurumsallık derecesine göre farklı sistem yaklaşımları ile belirler ve oyunun kurallarını başlatırlar.
Kurumsallık yaklaşımı ile profesyonel yöneticiler firmanın hedefleri doğrultusunda çalışanlardan ne istediğini iletir. Bu karşılıklı beklentiler ile “Çalışanlar, müdürlerinden ne ister ?” sorusunu daha önceki yazılarımızda belirlemiştik. Kısaca hatırlatacak olursak ;
Çalışanlar, MÜDÜRLERİNDEN ne ister ?
İş ortamında yüksek performans göstermek için çalışanların müdürlerinden bekledikleri 12 tane ana faktör vardır.
.png)
Ya İşverenler, ÇALIŞANLARINDA ne ister ?
Genelde işverenler çalışanların mükemmel olmasını ister… İşveren derdine derman arar. Proaktif, çözümcü, vizyon sahibi, inisiyatif alabilen, işi sahiplenen, hırslı ve enerjisi yüksek çalışan ister. İster hem de gitgide daha çok ister.
Bu tek taraflı sevgi gibidir… Beni sevmelisin, hem de öyle sevgi ile öyle tutku ile benim için her türlü fedakarlığı yapmalısın şeklinde bir beklentidir.
Sevgi kutsal bir duygudur ve çalışan sever, bazen çok bazen az ama sonuç itibarı ile sever. Sevginin karşılığını yerine getirmek ister, ama sevgi dipsiz bir kuyu gibidir “hep daha fazlasını ister”. Türkiye`de gerçekleşen Workmonitor Araştırmasına katılan çalışanların % 65`i işverenlerin bugün çalışanlarından 5 yıl öncesine göre daha fazla beklentisi olduğuna inanıyor. Ve bu beklentiler gün geçtikçe daha da çok artacaktır.
Çalışanın, İŞVERENİN GÖZÜNDE BİTTİĞİ AN
Beklentiler arttıkça, sabırsızlık azalıyor ve memnuniyetsizlik artıyor. 60 kilodaki eşiniz, 1-2 kg alınca problem oluyor. Bu iş hayatında da böyledir. Eskiden her şey normal ölçülerde, kabul edilebilir iken bugün artık jep daha fazlası talep ediliyor. Çünkü normallik, anormallik oldu. İşveren başlıyor çalışana yüklenmeye “Ne oldu ? Neden bitmedi ? gibi soruların ardı arkası kesilmiyor. Eskiden hoşgörü gösterdiği her şey şu anda değersizdir ve bir dakikalık sabır bile gösterilemez. “Yapamıyor, istenen performansı gösteremiyor” şeklindeki sözler ulu orta söylenir, her yaptığınız değersizleşir… İşte o an sizin işveren gözünde bittiğiniz andır.
Sevgiyi kurtarma çabasına yönelik bir iki geri bildirim konuşması yapılır, ama nafile… Eskisine göre daha çok çalışmanıza rağmen o size takmış, sizin haklı / haksız olmanızın hiçbir önemi yoktur, sizi işten çıkartacaktır, Çünkü siz artık onu rahatsız ediyorsunuz, gözünüzün üstünde kaşınız vardır söylemi yerini bulur.
Bunu her iki taraf hissettiği an karşılıklı ipleri koparmakta fayda var. Yoksa geçen her süre sizden bir şeyler alıp götürür. Yerine gelecek olan çalışan daha mı iyi olacak, belki evet belki hayır ama onun da daha iyisi var ve işveren bu sonsuz beklenti ile yaşar.
|