Her değişim daima başka değişimlere ihtiyaç gösterir.

                                                 Niccola Machieavelli

…X, Y, Z, Alfa Kuşakları, Teknolojik Değişim, Covid-19 derken bir baktık ki elimizdeki iş gücünü yönetemez duruma geldik. Dünyada her şey o kadar hızlı değişiyor ve belirsizlik içinde ilerliyordu ki şirket yönetimleri endişeli bakışlar ile birbirine bakmaya başladı.

Çalışma Şekilleri

Gerek kuşakların özellikleri, gerekse teknolojik değişim ve Covid-19’un etkisi ile en büyük değişim belki de çalışma şekillerinde meydana geldi. Genç kuşakların tam zamanlı çalışmak istememesi, daha esnek çalışma saatleri ile iş yapma beklentileri şirketlerin çalışma şekillerini değiştirmesi gerektiğini ortaya çıkardı.

Çalışma Şekilleri; çevik çalışma ve bağımsız çalışma olmak üzere iki grupta değerlendirilebilir.

Çalışma şekillerindeki değişimin ana etkenlerinden biri mevcut “kuşakların beklentileri” ve güncel “teknolojik değişim” in buna imkan vermesidir.

Bugün teknoloji sayesinde çalışma ofisleri her yerde…

Yapılan araştırmalar özellikle pandemi sonrası “uzaktan çalışma” iş ilanı başvurularının çok daha fazla olduğunu göstermektedir. Çünkü, teknoloji beklenen hızdan daha erken geldi ve teknoloji ile neleri daha kolay yapabileceğimiz gördük.

Kuşakların Beklentileri

Bugün Baby Boomer (Bebek Patlaması), X, Y ve Z Kuşakları iş ortamında birlikte çalışmaktadır.

* Şekiller içindeki rakamlar kuşakların doğum tarihlerini göstermektedir.

Kuşakların yaş aralıklarına bakarsak bugün işveren / yönetici statüsünde olan kişiler 77- 59 yaş grubu olarak tanımlanan Baby Boomers’lar (1946 -1964) ve 58 - 43 yaş grubunda olan X Kuşağı (1965-1980) dır. Bu kuşaklar biraz daha kontrolün kendisinde olmasını ve çalışanı gözüyle görmesini ister, hatta “Niye işe geç kaldın ?” diye kızar.  Öyle esnek çalışma saatleri onlara göre değildir.

Ancak, 42 – 28 yaş grubu olan Y Kuşağı ile 27 yaş altı olan Z Kuşağının teknolojik iş yapma şekline daha yatkın olması  ve ruhen de daha özgür olması sebebi ile çevik veya bağımsız çalışma şekillerinden herhangi birinde çalışmayı daha çok tercih ederler. Çünkü teknoloji, çalışanların yaptığı işlerin çoğunu geliştirerek / otomatikleştirerek iş gücünü daha verimli bir şekilde düzenleyip çalışanların kendileri için daha fazla zaman ayırabilecekleri  bir ortam sağlar.

Firmanın iş yapma şeklinde göre “Bağımsız Çalışma Şekilleri” olan freelance, proje bazlı, part-time işverenler için maliyet açısından daha avantajlı olabilir. Özellikle günümüzde “iş sadakati” ve “maliyetler” en büyük problem olarak gündeme gelirken çalışanları elde tutma çabaları yersiz olabilir. İş sadakatsizliğine başka bir pencereden bakıp, iş yapma şeklimizi değiştirirsek belki de bağımsız çalışma şekilleri firma için bir fırsat olabilir. Z kuşağın yaratıcılığı ve şip –şak algısı ile iş verimliliği artarak belki de daha güzel işler ortaya çıkar.

ANALİZ Ederek Karar Verin

Değişen teknoloji ve kuşakların beklentileri önemli olmakla birlikte tabii ki bu demek değildir ki herkes “çevik çalışma” veya “bağımsız çalışma” şeklini benimseyecektir.

Çevik çalışma şekilleri çalışanların kendilerini daha özgür hissedecekleri bir ortam sağlarken, bağımsız çalışma şekilleri daha çok belirli bir süreyi kapsayan proje bazlı çalışmalar için veya belirli bir dönemde aşırı iş yoğunluğunun olduğu işler için uygulanabilir.

Fakat her iki çalışma şeklini uygulamaya geçmeden önce; işletmenin bulunduğu sektör, yapılan işin içeriği ve şirkette ağırlıklı olan kuşak analiz edildikten sonra karar verilmelidir.

Dünyadaki iş yapma şekillerinin çok hızlı değiştiği göz önünde bulundurularak şirketler belirli çekirdek kadrolarının haricinde hangi işlerin “çevik çalışma” veya “bağımsız çalışma” çalışma şekillerine uygun olduğunu önceden sorgulayarak hazırlıklı olmalıdır.

Çünkü, her değişim daima başka değişimlere ihtiyaç gösterir.