SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN ÖZÜ

Hayattaki tek yükümlülüğümüz özümüze sadık kalmaktır.

Her gün yeni bir kavram, yeni bir değişim döngüsü içinde buluyoruz kendimizi… Peki bu kadar hızlı değişimin içinde sizce sürdürülebilirlik mümkün mü ? Bir gün önce uyum sağlayalım dediğiniz kavram için yaptığınız yatırımın birkaç ay sonra değerini yitirip başka bir kavrama dönüştüğünü görüyoruz.

O zaman durup düşünmek gerek, sürdürülebilirliğin özündeki kavramlar neler ?

Dünyanın özü “ÇEKİRDEK”

Dünya koskocaman bir galaksinin içinde yer alıyor ve etrafında sürekli hareket halinde olan gök cisimler ile “sürdürülebilirliğini” devam ettiriyor. Peki nasıl ve nedir onun  sürdürülebilirliğini sağlayan ? Genel olarak dünyanın yapısına baktığımızda “iç çekirdek”, “dış çekirdek”, “manto” ve “yer kabuğu”ndan oluşan bir yapı görmekteyiz. Bu yapı ilk bakışta bana şunu çağrıştırıyor, dünyanın  özü olan “çekirdek” kendi ana görevini icra ederek katmanlar ile kendini koruma altına almış ve galaksideki değişimin içinde zarar görmeden kendi sürdürülebilirliğini sağlamaktadır.

                                                 
                                                                Şekil 1: Dünyanın Yapısı

Dünya’nın özü kendini bu şekilde katmanlar ile koruma altına almış iken, insanoğlu kendini nasıl koruma altına alıp sürdürülebilirliğini sağlayacak ? Belki de cevabı çok basit…

İnsanoğlunun özü “MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİ”

Dünya’nın nasıl bir özü varsa, insanoğlunun da sürdürülebilirliğinin bir özü var… Bu öz de “Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşi”dir. 
             
     
                                                               Şekil 2: Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisinde, insanın varlığını sürdürebilmesi için önce “fizyolojik ihtiyaçlarını” (yeme, içme, uyku vb.) daha sonra “güvenlik ihtiyaçlarını” (finansal güvenlik, duygusal güvenlik, kanunlar, sağlık, refah vb.) karşılaması gerekmektedir ki yaşamını sürdürebilsin. Piramidin alt katmanında olan  ve insanoğlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan biyolojik ihtiyaçları karşılanınca, birey piramidin üst katmanında olan daha yaratıcı ve entelektüel yönelimi olan kendini gerçekleştirme gibi özünü koruma altına alacak psikolojik ihtiyaçlara yönelmektedir. Bu ana çerçeveden baktığımızda, fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları, dünyadaki çekirdeğin görevini görmektedir ve Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi de insanoğlunun yaşamının sürdürülebilirliği için işin özüdür.

Ekonominin özü “EKONOMİK KAPSAYICILIK”

Maslow’un  İhtiyaçlar Hiyerarşisinde 1.nci ve 2.nci seviye olan fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları aynı zamanda “ekonomik kapsayıcılık” adı altında sürdürülebilirliğin ana adımları olarak algılanabilir.

Ekonomik Kapsayıcılık kavramı,  Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisindeki gibi sadece temel fizyolojik geçim ihtiyaçlarının karşılanması değil, aynı zamanda üretken, tatmin edici ve yaşamları hakkında seçimler yapma konusunda insanların tam olarak yetkilendirilmiş olmaları gerektiği şeklinde tanımlanmaktadır.

Birleşmiş Milletler`e göre, 2020 itibariyle 730 milyon insan aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. Aşırı yoksulluk içinde yaşayan bu insanlar gıda, güvenli içme suyu, sanitasyon tesisleri, sağlık ve barınma gibi temel insani ihtiyaçlardan mahrumdur. Günde 2,15 dolardan fazla kazanarak garanti edilmeyen bu kaynaklara erişim, yalnızca en temel fizyolojik insan ihtiyaçlarını yani  Maslow`un ünlü piramidinin dibini karşılar durumda olduğunu göstermektedir.

Bu durumda ne insanoğlunun yaşamı ne de ekonomik sürdürülebilirlikten bahsedemiyoruz. Çünkü, farklı ülkelerdeki yaşam standartlarını karşılaştıran bir ölçüt olan satın alma gücü paritesi (PPP) günlük 12 dolarlık PPP kriterini kullanarak, dünya çapında yaklaşık 4,7 milyar insanın ekonomik olarak güçlendirilmediğini tespit etmiştir. Bu küresel nüfusun yaklaşık % 60`na denk gelmektedir. Halbuki sürdürebilirliğin olması için satın alma gücü paritesinin (PPP) günlük en az 2,15 dolardan 12 dolara yükselmesi gerekir ki iyi beslenme, iyi barınma, yeterli sağlık hizmeti, kaliteli eğitim, enerji, ulaşım ve daha fazlası dahil olmak üzere temel geçimin ötesine geçen bir dizi insan ihtiyacı garanti edilebilsin.

Bu temel yeterliliğe ulaşıldığında, insanlar para biriktirmeye başlayabilir ve bu da yoksulluğa geri dönme riskini en aza indirir. Bu sadece ekonomik katılım değil, aynı zamanda ekonomik güçlendirme ve ekonomik sürdürülebilirlik olarak karşımıza çıkar ki, bunlar sürdürebilirliğin can suyudur.

ÖZ olmadan, HİÇ BİRŞEY OLMAZ
 
Yukarıda sürdürülebilirliğin temel kavram ve benzerliklerinden yola çıkarsak evrendeki döngü ile insanoğlunun sürdürülebilirliği birbiri ile paralel gibi görünmektedir.

Nasıl ki Dünya’daki çekirdek kendini koruma altına alarak sürekliliğini sağlıyorsa,  insanın da kendi varlığını sürdürebilmesi için Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisindeki temel fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayarak kendini koruma altına almalıdır. Bu temel ihtiyaçlar karşılandıkça ve ekonomik kapsayıcılık genişledikçe insanlar dünyadaki katmanlar gibi özünü koruma altına alarak, Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisindeki 3.ncü, 4.ncü ve 5.nci seviyeye çıkarak kendini gerçekleştirebilirler, bu da ekonomik sürdürülebilirliğin alt yapısıdır.

Öz’ün sağlamlığı ve koruyucu katmanlar ile sürdürebilirliği bizim sürdürebilirliğimizin özüdür. Bu öz ne kadar sağlam olursa, hızlı değişime o kadar kolay uyum sağlayarak ekonomik sürdürülebilirlik  ve ekonomik büyüme sağlar. Bu da bizim varoluşumuzun devamı olur…

Her alanda sürdürülebilirliğiniz daim olsun…

Sema Adalı
     
 
0 Yorum
Yorum Yaz




Firma / Şahıs Adı  
Yorum  
   

Sanalnet