Problem,
Yenilikleri kafamızda nasıl algılayacağımız değil,
Eskileri oradan nasıl atacağımızdır.
Darwin’in “Kıtlık Teorisi”ne göre dünyadaki sınırlı kaynaklar tükenmek üzere olduğundan yaşanan rekabet düşünülenden daha çetin olacak. “İnsanlar hapishane hücresindedir, hem de kapılar sonuna kadar açık iken” sözünü doğrulayacak şekilde kaynakları bilinçsizce kullanarak kendi geleceğimizi kendimiz sona erdiriyoruz.
Kuruma Yeni Bir Bakış
Bir yandan ekonomik varoluşumuzu devam ettirebilme çabası, diğer yandan dünyanın sonunu kendi ellerimizle sona getirme korkusu bizi ikilemde bırakıyor.
Şirketlerin var oluşunu sürdürebilmek için aşağıdaki 4 temel sorumluluk üzerine odaklanarak istikrarlı, yaşanabilir ve mutlu bir dünyanın temellerini atabilirler.
1) Şirket vizyonunu gerçekleştirmek,
2) Kar etmek,
3) Çalışanı memnun etmek,
4) Toplumsal sorumluluk (dünyadaki sınırlı kaynakları korumaya yönelik uygulamalar)
Yukarıdaki makro bakış açısının yanında mikro anlamda şirketler alışa gelmişin dışında farklı bir İK yapılanması içine giriyor. Organizasyon Şemaları kalkıyor, farklı çalışma mekanları ortaya çıkıyor.
Yapılan araştırmalar insanların organizasyon yapısındaki kutulara konmuş bir şekilde ne yapılması gerektiğinin söylenmesinden hoşlanmıyor. Dolayısıyla yurt dışındaki birçok firma Organizasyon Şeması, Unvan ve Görev Tanımlarını kaldırıyor, önemli olan noktanın herkese/ çalışanlara yetki ve sorumluluk vererek belirlenen vizyon ve değerleri paylaşabilmelerini sağlamaktır.
Kendi şirketlerimiz açısındaki baktığımızda öncelikle yönetimin yetkiyi tek elde tutma alışkanlığından vazgeçip, çalışanlara güvenerek bu yolculukta aynı gemide birlikte olduklarının mesajını vermelidir.
İnsana Yeni Bir Bakış
İş dünyasının biyolojisi; insanların bir araya gelmesi ile oluşan sistemler bütünüdür.
Şirketlerde hedef; alanında en iyi insanları bir araya getirebilmektir, ancak bazen en iyi kişileri aynı çatı altında toplamak başarısızlıkla sonuçlanabiliyor. Çünkü, şirket içerisinde sosyal ağa ve şirket kültürü göz önünde bulundurarak alanında en iyi kişilerin birbiri ile uyumlu çalışabilmesi son derece önemlidir.
Birbiri ile uyum içerisinde çalışacak kişileri bir araya getirmek, uyum içerisinde çalışmalarını sağlamak ve insan kaynakları konusunda şirkete değer katacak 14 tane kriter aşağıdaki gibidir;
1. İnsan Kaynakları stratejilerini tasarlamak,
2. İnsan Kaynakları süreçlerinin birbiri ile entegre olmasını sağlamak,
3. İnsan Kaynakları uygulamalarına yatırım yapmak,
4. İnsan Kaynaklarının rolünü doğru yapmasını sağlamak,
5. İnsan Kaynakları yetkinliklerini doğru belirlemek,
6. Organizasyonun yeteneklerini ortaya çıkartmak ve kontrol etmek,
7. Performans uygulamalarına yatırım yapmak,
8. Dış çevre faktörlerini (teknoloji, ekonomi, demografi, globalleşme) iyi algılamak,
9. Soyut değerleri ortaya çıkarmak, katma değer kazanmalarını sağlamak (insan sermayesi, marka, patent, sistem vb.),
10.Kilit müşterilerle uzun vadeli iletişim kurmak,
11. Doğru kişileri değer kazandıracak noktalarda konumlandırmak,
12.Bilgiyi doğru kullanacak / yönlendirecek uygulamalara yatırım yapmak (iletişim, bilgi akışı str.si vb.,)
13.Doğru iş uygulamalarına ( organizasyon yapısı, raporlama yapısı vb.) yatırım yapmak,
14.Kendi kişisel gelişiminize yatırım yapmak.
Yukarıdaki kriterler aslında hepimizin bildiği, ama altını doldurmakta zorluk çektiği kriterlerdir. İK Yöneticileri yukarıda belirlenen kriterlerin şirkete ve müşteriye maddi ve manevi anlamda NE kattığını tanımlayarak hareket etmek durumda, çünkü şirketlerin nihai hedefi kar etmektir.
Liderliğe Yeni Bir Bakış
İş dünyası birçok sistemin metodolojisini bilmesine rağmen bu sistemleri yönetecek liderleri bulma konusunda sıkıntı çekmektedir.
Yapılan araştırmalar Amerika ve Avrupa’da II. Dünya Savasından sonra yaşanan Booming Patlaması (1945-1965 yılları arasında doğanlar) ile bu kişilerin yaşlanmasının yanında yöneticilerin % 56’sının CEO olmayı reddettiği ortaya çıkmıştır. Bunun sebebi yöneticilerin iş dünyasının stresi ile fazla boğuşmak istememeleri ve kendilerine yüklenen sorumlulukların çok ağır gelmesi nedeniyle iş özel hayat dengesinin yanında sağlık sorunlarını ortaya çıkartmasıdır.
Yaşlanan nüfus yapısı ile yönetici olmak istenmemesinin yanında asıl sorun iş dünyasının arağı adil, dürüst, ahlaklı gibi temel değerleri olan liderlik profiline sahip yöneticilerin bulamamasıdır. Bu profildeki liderler, gerek şirket içerisindeki İK uygulamalarına gerekse şirketin finansal ve toplumsal sorumluluk alanında olması gerektiği gibi davranmasını sağlayarak şirket imajına katma değer katacaktır.
“Tutarlılık”, “Kesinlik” ve “Kontrol” İlkesi
Bugün iş dünyasının geldiği ortam; karmaşık, dinamik, belirsiz ve dengesiz. Bu durum “Kuruma, İnsana ve Liderliğe” yeni bakış açısı ile TUTARLILIK, KESİNLİK ve KONTROLLÜ olma şeklindeki 3 yönetim şartının yerine getirilmesi ile ancak bu kaos ortamında çıkılabileceğini göstermektedir.
|