Sadakat, eğer onu taşıyacak gücü yoksa
İnsana çok ağır gelebilir.
Spartacus
Sadakat, herkes peşinizden koşarken sevdiğiniz insana sıkı sıkıya bağlı kalarak diğerlerine pas vermemek mi yoksa başka şansınız olmadığı için yürüttüğünüz bir birliktelik mi ? Bir düşünün “Neden çalışanlar sizin şirketinizde çalışıyor ?” Birinci ihtimal mi yoksa ikincisi mi…
Sadakat sadece tek yönlü bir bağ değildir. Karşılıklı birbirini besleyerek, tutkuyla birbirini geliştirebilmektir. Bugün şirketlerinizdeki “sadakat” - çalışanların duygularına inerek onların beklentilerini anlayabilmek ve yeteneği yönetebilmeye bağlıdır.
İşveren Mantığında “YETENEK”
İşveren mantığında yetenek; kişinin bir çok işi aynı anda yapabilme becerisidir. Çünkü amaç minimum maliyet ile maksimum verim sağlayabilmek. Aslında bu bir İK Yöneticisinin mantığı değildir, ama bazen işveren gerçeklerine boyun eğmek zorunda kalan birçok meslektaşımız var.
İşveren yeteneğin potansiyelini düşündüğünde, aşağıdaki gerçekleri de göz önünde bulundurarak yeteneği planlama çalışmaları yapmalıdır;
1. Bireyin potansiyeli ile şirketin alt yapısı arasındaki paralelliğe dikkat etmek gerekir. Şirketin alt yapısı verimsiz bir toprak gibiyse kişi istediği kadar değerli olsun hiçbir şeye fark etmez… Bir gün çekip gider ya da zamanla içindeki potansiyel yok olur.
2. Çalışanların içinde bulundukları durum müşterilere karşı olan davranış şekillerini etkiler. Özellikle müşteri ile direkt temasta olan çalışanların hissettiklerini anlamaya çalışın.
3. Jenerasyon farklarını anlayabilmek ve yönetebilmek gerekir. 50 yaşındaki birine heavy metal dinlettirmek ile 25 yaşındaki birine hicaz makamında müzik dinletmeye kalkarsanız performansınız artar mı düşer mi ? Kararı siz verin…
4. Şirketinizde en iyi performans gösteren yıldız çalışanlara odaklanırken, desteklenmeyi bekleyen potansiyel çalışanları da unutmayın. Çünkü zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür.
5. Şirketinizin sadakati sadece İK Bölümüne bağlı değildir. Bir kişinin davranış tarzı, her şeyi bir anda bitirebilir…
Ya İnsan Kaynakları Mantığı ile “YETENEK”…
Yukarıda sıralananlar sadece genel hatlarıyla dikkat edilmesi gereken noktalar… Ancak yeteneğe insan kaynakları mantığında bakıldığında “Yetenek= Beceri * Bağlılık * Katkı Sağlamak” formülünün İK Sistemlerine uyarlanmasıdır.
Kişilerden istenen verimi alabilmek için “Doğru işe, Doğru becerideki kişi”yi yerleştirmek ve yeteneği yukarıdaki formulasyona göre yönetebilmek gerekir.
Beceri; o pozisyonun gerektirdiği doğru yetkinliklere sahip olmaktır. Ancak kişinin sadece doğru becerilere sahip olması yetmiyor, önemli olan kişinin şirkete bağlılığını sağlayacak unsurların bir arada bulunmasıdır.
Bağlılık; kişinin şirkete verdikleri ile aldıkları arasındaki dengenin korunmasıdır.
- Kişi şirkete ne verir ? Bilgi ve Beceri.
- Kişi şirketten ne bekler ? - İngilizce VOI2C2E formülünün açılımını bekler.
V- Vizyon, O - Fırsat, I - Dürtü /Yapabilme İsteği, I – Etki, C- Ortak Hedef, C – İletişim,E – Girişkenlik
Yani kişi şirketin belirlemiş olduğu vizyon doğrultusunda, sağlıklı bir iletişim gerçekleştirerek ortak hedef doğrultusunda onu motive edecek ücret sisteminin tasarlanması ve becerilerini gösterme fırsatının yakalayacağı ortamın yaratılmasını bekler.
Bunlardan biri eksik veya istenen düzeyde olmadığı zaman en iyi çalışanlarınızdan birini rakiplere kaptırmanın acısını hissedeceksiniz.
Katkı Sağlamak; yaptıklarının anlamlı olarak algılanmasıdır. Bugün birçok kişi yaptıkları ile şirkete anlamlı katkı sağlayıp sağlamadıklarını sorgulamakta olup çalışma hayatının mutluluğunu onunla ölçmektedir.
Yetenek Üçgenini Unutmayın
Şirketlerinizdeki yeteneği doğru yönetebilme konusunda beceri * bağlılık * katkı sağlama üçgenini unutmamak gerekir. Bunlardan biri eksik olursa yeteneği doğru yönetememenin verdiği sadakatsizliğin sorumlusu sizler olacaksınız.
Üstün performans göstermek çalışanlardan beklenen bir alışkanlık olsa da, gerekli alt yapıyı sağlamak da işveren/ yöneticilerden beklenen bir alışkanlıktır.
Birbirimizin beklentilerini doğru algılayıp, gerçekleştirmek dileği ile…
|