Seni geçmişte başarılı yapan şey,
Gelecekte yapmayacaktır.
Lewis Platt
Gelecek, belirsizlik… Değişim, uyum sağlayabilmek… İyi Yönetişim, sürdürebilir bir ortam … Peki bu geleceği kim öngörecek, değişime kim ayak uyduracak ve iyi yönetişimi kim sürdürecek ???
Geleceğimizi yönetemeyiz, sadece öngörüde bulunabiliriz…Ekonomik, siyasal ve sosyal dengelerin yanında gelecek yıllarda dünyadaki nüfus yapısının değişmesi ile doğal kaynakların sınırlılığı arz talep arasındaki dengeleri değiştirecektir. üretilen ürün/ hizmetler için sınırların kalktığı bir ortamda küresel rekabeti “ışık hızında” tanımlamak yanlış olmayacaktır.
Bu hıza ayak uydurmak için rekabetteki her türlü unsurdan sorumlu olan İNSAN değişime uyum sağlamak zorundadır. Ancak bu değişim düşünüldüğü gibi kolay olamayacaktır. Değişimim başarısı; bir zincirin en zayıf halkasının gücü kadardır. Yenilikçilik-Yaratıcılık, İyi Yönetişim, Liderlik ve Çalışanların Katılımı gibi bir çok alt sistem değişim zincirinin önemli birer halkasıdır.
DEĞİŞİM’in Gizli Kahramanı…
Hangi değişimi hangi sistemi gerçekleştirmeye çalışırsanız çalışın gücü itecek olan insan kaynağının kalitesidir. İnsan kaynağı bugünün ve geleceğinin en değerli ana sermayesidir. Siyasi, sosyal ve toplumsal açıdan bilinçli, özgüvenli ve sürekli gelişimi hedefleyen bireyleri topluma kazandırmak şirketlerimizin, ülkemizin ve dünyanın etkin yönetilmesinde vazgeçilmez unsurdur.
Değişimi takip etmekte ana faktörlerden biri olan “sürekli gelişim” eğitim sistemi ile empoze edilerek aile ve iş ortamında bir kültür olarak yaygınlaştırılmalıdır. Bunun için küresel rekabetti sürekli takip ederek değişimi algılayacak, analiz edecek ve yönlendirebilecek “Yönetici Lider” çalışanların da katılımını sağlayarak geleceğin karar mekanizmalarında rol almalarını desteklemelidir. Yönetici liderin vizyoner, cesur, süratli, sezgili ve özgüvenli olmasının yanı sıra “Dürüst, Güvenilir, Adil, Ahlaklı” gibi değerlere sahip olması şirketin, ülkenin ve dünyanın adil yönetimi açısından son derece önemlidir.
Değişimin ve rekabetin vazgeçilmez satranç piyonları olan çalışanlar değişim sürecinde liderin güvenilir ve katılımcı ortamı sağlamasına rağmen önce değişme direneceklerdir. Ancak yönetici liderin değişimin gerekliliğini ve olumlu yönlerini açık ve anlaşılabilir bir şekilde açıklaması ile değişimin bir parçası olma konusunda adım atacaklardır. Değişim süreci içerisinde çalışanların katılımı, onlara söz ve karar hakkının verilmesi şirket içerisinde sürecin sahiplenilmesine yardımcı olacaktır. Değişimden başarı ile çıkabilme azmi ve tutkusu motivasyonu arttırmakla birlikte sürekli mükemmellik tutuksunu geliştirmektedir. Şirketin değerleri, evrensel değerler ve çalışanların değerleriyle uyumlu olması da değişimin hızını kolaylaştıracaktır.
Ürün/ hizmetlerin katma değerini yükseltmenin yolu sürekli gelişim yoluyla bilgi sermayesini arttırmak ve yaratıcılığı bir yönetim felsefesi olarak şirket içerisine yerleştirmekte yatmaktadır. Sürdürebilir rekabet için sürdürebilir yenilikçilik sürecini tasarlayacak yönetim modellerini, araçları ve kaynakları Çalışanlara sunmadan sadece sözde yenilikçi veya yaratıcı olmasını istemek katma değer sağlamak adına mutsuz bir film sonu gibi olacaktır. Bu da çalışanların şirkete, sisteme ve kendilerine olan güveni kaybetmelerine neden olacaktır.
Sürdürülebilirlik için İYİ YöNETİŞİM
Yönetim, iletişim ve etkileşim kavramlarının birleşiminden oluşan ve birlikte yönetmek anlamına gelen “yönetişim” geleceği yönetmek için en önemli kavramlardan biri haline geldi.
İyi yönetişim: Şirket/Devlet/STK yönetimde temsil, katılım ve denetim ile yönetimde açıklık ve hesap verme sorumluluğu olan, kalite ve ahlakın belirli kural ve sınırlamalar içerisinde hukukun üstünlüğüne inanarak bütünsel anlamda sürdürülebilirliği sağlamak için sistemi oluşturan herkese hesap verebilmektir.
Hepimiz sistemin bir parçasıyız ve sistemin sağlıklı işlemesinde rolümüz kaçınılmaz. Sinerji’nin gücünü etkin kullanmak adına iyi yönetişim için belirlenen temel Yönetişim İlkeleri (Şeffaflık, Aidillik , Hesap Verebilirlik , Sorumluluk ) çerçevesinde birey, şirket ve STK olarak katılımcı, sorgulayıcı ve yönlendirici olma konusunda sorumluklarımız var.
Şirketin katma değerini yükseltmek için kurumsal yönetişim kavramına önem veren şirketler finansal piyasalara, tedarikçilere, müşterilere, çalışanlara ve topluma karşı sorumluluklarını yerine getirerek birey ve toplum nezdinde daha saygın, güvenilir ve tercih edilen şirketler olarak algılanmaktadır.
Geleceğimiz için YAŞAM KALİTESİ
İş hayatının yoğunluğunu ve stresini bahane ederek strese bağlı baş ağırlıları ve ani kalp krizleri ile kendimize, ailemize, şirketimize, ülkemize ve dünyanın gidişene zarar verdik. Sağlıklı ve mutlu yaşamayı kendimize çok gördük. İnsanoğlunun enerjisini sınırsız sandık ve yanıldık. Şimdi kaybettiğimiz enerjimizi ve motivasyonu geri getirmek için şirketler yaşam kalitesini arttıracak imkanlar ve sosyal organizasyonlar sunarak insan olduğumuzu hatırlamaya başladı, çünkü bizim mutsuzluğumuz şirketlere zarar veriyor.
Yaşam Kalitesi, kişisini sahip olduğu imkanlara göre farklı tanımlanabilir. Mevcut imkanlar çerçevesinde “Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi”ni temel alarak yaşam kalitesinin basamağını belirleyerek “Nasıl bir Yaşam Kalitesi ?” sorusunun cevabını ancak kişinin kendisi verebilecektir. O yüzden “Yaşam Kalitesi = Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi” dir, ancak “Şimdiyi mutlu Yarını umutlu” yaşamak yaşam kalitemizin sloganı olmalıdır.
Güzel bir gelecek için sağlıkı, mutlu, yaşam kalitesi yüksek, iyi yönetişime önem veren, sürekli gelişimi hedefleyen, değişime uyum sağlayan, yenilikçi ve yaratıcı İNSAN KAYNAĞI ile GELECEĞİ öngörmek çok daha kolay olacaktır.
