Roma yanarken Neron ne yapıyordu ?
O sırada toplantıdaydı...
Toplantılar, şirketlerimizin en önemli gündem maddelerinin tartışıldığı, önemli kararların verildiği yerler midir gerçekten? İstisnasız, evet yanıtınızı duyuyorum, ama gerçeğin kendisini hanginiz yaşamadınız...
Toplantı Gerçeği
Yaşadınız, hem de daha geçen günkü toplantıda,
-
Toplantı saatiniz 14:00 idi, 14:15 geçe yavaş yavaş katılımcıların ayak seslerini duymaya başladınız. Bir iki maç, iki kıyafet sohbeti ile 14: 25`te ancak başlayabildiniz.
-
Toplantı başladı... Sunum yapılırken, "Kaleminiz var mı ?" diye bir ses yükseldi, "Pardon, bir de kağıt..." Daha konsantre olamadan "Dakika 1 göl 1". Sunumu yapan kişinin yüz şekli bozuldu, nezaketen biraz duraksadı ve devam etti.
-
Toplantı devam ederken, şirket hattınız çaldı...Kibarlık adına, sessizce konuşmaya çalışmanızı rağmen "Ne dedin, ne " derken herkes size bakmaya başladı..."Pardon". Önemli değil, toplantıya devam...
-
Devam eden toplantıda bu sefer yanınızdaki kişi "O iş ne oldu ? Müşteriyi bağlayabildin mi ? " Tabii tabii, tam konuşulacak zaman.
-
Derken biraz sıkılmaya başladık mı, teknoloji harikası telefonlarda "Whatsapp" tan yapılan yazışmalar, "farm frenzy (çiftlik oyunu)" oyunları, tam bizlik bir eğlence....
-
ve "Hadi bir sigara molası verelim"... derken
etkin bir Toplantı Yönetiminden bahsetmek ne mümkün. Güya 3 ay önce Toplantı Yönetimi eğitimi almıştık...
Toplantıyı Engelleyen Tipler
Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de toplantı şövalyeleri var; bunlar toplantıları provoke etmek için bire birler.
-
Engelleyici: Her şeye itiraz eder. Başkalarının görüşlerini reddeder.
-
Saldırgan: Başkalarına saldırgan bir tavırla karşı çıkar. Kırıcı söz ve davranışlarda bulunur. Herkesi küçük görür ve eleştirir. Kimseyi beğenmez.
-
Çekimser: Tartışmalara katılmaz. Kendi kendine not alır veya hayale dalar.
-
İhtiraslı: Mevki ve statüsü nedeniyle hep böbürlenerek konuşur.
-
Uçarı: Konuyu sürekli değiştirir.
-
Aceleci: Toplantının bir an önce bitmesini ister. Acil ve önemli işlerinin olduğunu belirterek toplantıdan erken ayrılır.
-
Tuzakçı: Soruları ve eleştirileriyle diğer katılımcıları tuzağa düşürmeye , hatalarını, eksik ve yanlışlarını ortaya çıkarmaya çalışır.
-
Yakınmacı: Her şeyden ve herkesten şikayet eder.
-
Savunucu: Kendisini, kendi birimini sürekli savunur. Hiçbir fikri ve öneriyi kabul etmez.
-
Despot: Sık sık söz alır. Baskıcı konuşur.
-
Oyuncu: Fıkralar anlatır, espriler yapar, grubu eğlendirir ve yerli yerinde oynamazsa zaman kaybettirir.
-
Uykucu: Toplantılarda uyuklar.
Etkin toplantı yapmak adına çıktığınız yolda, ekip arkadaşlarınızın bu profillerden biri olduğunu düşünürseniz , saatlerce devam eden toplantıların verimliliğini sorgulamak gerekir.
Biraz Sorgulayalım...
Yukarıdaki, senaryo size çok tanıdık gelirken, şimdi biraz sorgulayalım. Tüm bu faktörler, toplantınızı etkilerken, verimli toplantıdan bahsetmek, sağlıklı kararlar almak ne mümkün. Olmaz hiç biri olmaz, çünkü temelde eksik olan bir şey var, o da "ÖZ SAYGI" Her şeyden önce bizim kendimize öz saygımız yok. Kendine öz saygısı olmayan bir kişinin, başkasına ve şirket kararlarına saygı duymasını bekleyemezsiniz. Nasıl yani, işte öyle...
Kendisine saygısı olan bir kişi, her şeyden önce o toplantıya zamanında ve hazırlıklı gelir, toplantıda harcadığı zamana saygısı olur, firmanın kendisine ödedi zamanın maliyetini düşünür...
Bundan sonra da şunu düşünür, toplantıya günlerce hazırlanan arkadaşının harcadığı zamanı ve emeği düşünür, toplantıdaki kararların ekmek yediği şirkete katkısını düşünür, şirketin geleceğine düşünür...
Ve Toplantı Bitti
Biz yukarıdaki sebep sonuç ilişkisini, öz saygıyı düşünürken sunum bitmiş ve toplantı konuları tartışılmaya başlanmış. Soru soruyu getirmiş, halbuki sunum esnasında tüm soruların yanıtları tek tek slaytlarla açıklanmıştı.
Duymadık, anlamadık, özüne inmedik derken zaman hızla akmakta olup, şirketin zamane nakitleri de boşa akmaktadır. Saatlerce devam eden toplantıların sonucu, alınamayan kararlar ile bitmekte olup, "Hafta`ya toplantıda konuşuruz..."
Biz de bir sonraki dergide yine görüşürüz...
|