ÇİNTEMANİ: Güç, Kuvvet, Saltanat

Her şeyi dengede tutmak iyidir.
Her şeyi uyumlu tutmak daha iyidir.
                                  Victor Hugo

Çini sanatında ve Osmanlının 15.yy’dan itibaren kumaş / halı desenlerinde sık sık kullandığı “çintemani” denilen bir motif vardır. Bu motif üç beneğin  (topun) yan yana gelmesi ile oluşur; güç, kuvvet ve saltanat anlamına gelmektedir. Orta Asya kökenli olan bu motif aynı zamanda Türklerin göçebe ve savaşçı ruhu ile birleşerek saltanatını sürdürme düşüncesi bugün şirketlerimize de yansımaktadır.

Güç Nedir ?

Sıfat olarak kullanılan “güç” kelimesi en basit anlamıyla; ağır ve yorucu emekle yapılan, kolay olmayan, yapılması, başarılması zor, çetin anlamında gelmektedir. Ve bu zorluğu başarabilen kişiler genelde bugün iş adamı sıfatıyla (unvanıyla) karşımıza çıkan kişilerdir.

Bu kişiler uzaklardaki ışığı görüp, risk alarak onun üzerine giden ve bugün vizyoner dediğimiz şirket kurucuları olan iş adamlarıdır. Tıpkı Dünya tarihinin en uzun süreli imparatorluğunun temellerini atmış,  yaklaşık 600 yıl varlığını sürdürmüş Türk devletinin kurucusu Osmangazi Gazi gibi.

Doğu Avrupa, Güneybatı Asya, Kuzey Afrika ve Atlas Okyanusuna kadar daha fazla toprak kazanma ruhu, bugün şirketlerimizde daha fazla kazanç elde etmek için verilen mücadele ruhudur. Eskiden savaş tekniklerine dayalı verilen bu mücadele, bugün bilgiye dayalı verilmektedir. Şirket kurucusu hiç kimsenin fark etmediği bir pazarı, bir bilgiyi başka bir bilgi işe bileştirerek yepyeni bir ünün yaratarak bir anda o sektördeki gücü elinde bulundurmaya başlamaktadır. Ve olmaz denilen olur hale gelmektedir.

Ancak bu bilginin tek başına bir kişide olması yeterli değildir. Bilgi, şirketteki diğer bölümler ve kişiler arasında senkronize olarak, itici kuvvet haline gelerek yapılan işe katma değer sağlamalıdır ki sürdürülebilir güç halline gelsin.

Kuvvet Nedir ?

Elde edilen gücün, fizikteki tanımı ile kütleli bir cisme hareket kazandıran etki “kuvvet” olarak tanımlanabilir. Yani bilgiye dayalı bu gücün, harekete geçirilmesi gerekir. Nasıl Osmanlıdan Türk Silah Kuvvetlerine kadar olan yapılanmada başarı; deniz, hava, kara, jandarma ve sahil güvenlik olmak üzere bu kuvvetlerin harekete geçmesine bağlı ise şirketlerin de başarısı bölümlerin harekete geçmesine bağlıdır.

Peki bu kuvvetleri kim harekete geçirecek? Üst Yönetim veya Genel Müdür, kuvvetleri harekete geçirmeden önce, kuvvetler arasındaki  sınır çizgilerini, hareket alanını yani yetkileri ve aradaki senkronizasyonu tanımlamalıdır. Aksi taktirde bölümler, bazen kendileri ile ilgili olmayan konularda bilmedikleri konularda da söz beyan ederek, yanlış kararların alınmasına neden olacaklardır. Burada önemli olan bölümler arasındaki işbirliğinin ve her bölümün kendi içindeki bilginin gücünü harekete geçirmesi ile “Birlikten kuvvet doğar” atasözünü doğrulamaktır.

Saltanat (Yönetimi) Nedir?

Bildiğiniz gibi saltanatlık: Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki yönetim şekline verilen isimdir. Yönetim şekli Osmanlı Hanedanı mensubu padişahın görünüşte mutlak ( tek) egemen olmasına dayalıdır.

Bu ana tanımdan yola çıkarsak, özellikle aile şirketlerinde aile bireylerinin yönetiminde olması ve/veya yıllarca aynı koltukta oturan Genel Müdürün veya aile bireylerinin  bazen saltanatlık derecesinde yönetim sürdürmeleri şirketi zora sokmaktadır. Bu yönetim şekli 600 yıllık başarılarla dolu Osmanlı İmparatorluğun sonu oldu. Başarısızlığın sebebi, eskiden savaşlara giden yöneticilerin yerini, saraydan çıkmayan, zevki sefa peşinde olan,  Bizans oyunları ile etki altında kalan padişahların yanlış kararlar alması koca bir imparatorluğun sonunu getirdi.

Bugün işletmelerimizde de Üst Yönetim / Genel Müdürün masa başında iş yapmayı tercih etmesi, etki altında kalarak yönetmesi,  anlık veya keyfi kararlar vermesi, verilen kararların arkasında durmaması şirketlerde güven duygusunu azaltmaktadır. Azalan güven duygusu ve acabalarla dolu bir yönetim şekli, çalışanları bazen kendi aralarında dahi Bizans Oyunları yapmaya itmektedir. Dolayısı ile Genel Müdürün etrafında hep “Çok yaşa padişahımcılar” eksik olmaz.  Genel Müdürün koltuğu da, tıpkı son dönemdeki padişahların maruz kaldıkları gibi Valide Sultanların devlet yönetimine müdahale etmesi ile duraklama dönemini girmeye başlar. İşte böyle, “Çok yaşa müdürüm” diyerek Genel Müdürü de yanlış yönlendirmeye başlayanlar ile köklü dediğimiz şirketlerin dahi yaşam ömürleri kısalmaya başlayarak  bir gün yok olur.

Güç, Kuvvet ve Saltanatlık Arasındaki Denge

Güç, kuvvet ve saltanatlığı simgeleyen “çintemani” motifi aslında çok güzeldir. Ancak bu üç tane beneğin bir araya gelmesi ile bunlar arasındaki dengenin sağlanması önemlidir. Üç benekten biri olmazsa, denge bozulur, ama özellikle saltanatlığı bir yönetim şekli olarak tanımlarsak, saltanatlığın yerini  kurumsal yönetim tarzı almalıdır.

Kurumsallaşmada ana amaç, şirketin geleceğini göz önünde bulundurarak doğru koltuklarda doğru kişilerin oturması ile şirketin sürekliliğini sağlamaktır. Yoksa padişahlığın gücü ile o koltuklarda veliahtlar değil, bilginin gücü ile sahada yönetebilme becerisine sahip kişiler oturmalı ve yönetim oyununu keyfi değil kurallara göre ve herkes için eşit olacak şekilde oynamalıdırlar.

 


Sema Adalı
     
 
0 Yorum
Yorum Yaz





Sanalnet