Mevsim yaz, çalışsan bir türlü, çalışmasan bir türlü… Sanki tüm ülke, tüm şehir geziyor da sadece sen çalışıyor muşun gibi hissediyor insan. Hani Orhan Veli’nin dediği gibi “Beni bu güzel havalar mahvetti…”
Ben de bu sıcak havalarda merak ettim, 2018 yılında en çok çalışan ve en çok mutlu olan ülkelerin insanlarını.
Yazıya başlarken bir yaz yazısı yazma niyetiyle oturdum, ama OECD Raporlarını inceleyince düşündürücü bir yazı oldu.
OECD Ülkelerinde Çalışma Saatleri
OECD’nin web sayfasındaki (www.oecd.org) 2017 son güncel verilere göre, OECD ülkesi arasında yıllık ortalama en uzun çalışanlar listesinde ilk 5 sırayı: Meksika (2.257 saat), Kosta Rika (2.179 saat), Güney Kore (2.024 saat), Yunanistan (2.018 saat) ve Rusya (1.980 saat) paylaşmakta. Eh seviniyorsun, bizim ülkemiz bunların arasında değil diye, çünkü biz 1.832 saat ile listede 13. sırada yer alıyoruz.
Yıllık ortalama en uzun çalışanlar listesinde son 5 sırayı yani yıllık olarak en az çalışan ülkeler: Almanya (1.356 saat), Danimarka (1.408 saat), Norveç (1.419 saat), Hollanda (1.433 saat) ve Fransa (1.514 saat) yer almakta. Yani Avrupa ülkeleri az çalışıyor, çok geziyor diyorsun kendince.
OECD ülkelerinde yıllık "EN UZUN Çalışma Saatleri"
|
Sıra
|
Ülke
|
Kişi başına
yıllık ortalama çalışma saatleri
|
Sıra
|
Ülke
|
Kişi başına
yıllık ortalama çalışma saatleri
|
1
|
Meksika
|
2.257
|
38
|
Almanya
|
1.356
|
2
|
Kosta Rika
|
2.179
|
37
|
Danimarka
|
1.408
|
3
|
Güney Kore
|
2.024
|
36
|
Norveç
|
1.419
|
4
|
Yunanistan
|
2.018
|
35
|
Hollanda
|
1.433
|
5
|
Rusya
|
1.980
|
34
|
Fransa
|
1.514
|
13
|
Türkiye
|
1.832
|
|
|
|
Kaynak: www.oecd.org
Bu tablonun en ilginç veya örnek alınması gereken ülkesi Almanya. Çünkü, en az, ama en sıkı çalışma disiplini ile en verimli ve rekabetçi ülkelerden biri olmanın mutluluğunu yaşıyor.
Dünya Ekonomik Forumu 2017-18 Küresel Rekabetçilik Raporu’na göre, rekabet gücü sıralamasında yer alan 137 ülke arasında ilk 5 sırayı İsviçre, ABD, Singapur, Hollanda ve Almanya paylaşmakta. Yıllık 1.356 saat ile en az çalışan ülke olupta, dünyanın en rekabetçi ilk 5 ülkesi arasında yer alması güzel bir iş modeli örneğidir.
Ya Türkiye ???
İş Kanunu`na göre haftalık çalışma süresinin yasal olarak 45 saat ile sınırlı olan ülkemiz, kişi başı yıllık ortalama 1.832 saat ile listede 13. sırada yer alıyor. (Öyle 13 uğursuz sayı diye bakmayın sakın)
Aşağıdaki grafiğe göre ortalarda yer alıyor gibi görünsek de, daha fazla çalışan ülkeler grubuna göz kırpmaktayız. Bu göz kırpması öyle iyi niyetli, hayırlı bir göz kırpması değil

Kaynak: www.oecd.org
OECD verilerine göre, OECD ülkelerinin çoğunda haftalık yasal çalışma süresi ortalama 40 saat iken Türkiye’de 45 saat. 2017 verilerine göre Türkiye, haftalık ortalama 47,7 saati ile (Kolombia ile birlikte 47,7) birinci sırada yer alırken, ardından Meksika (45,2 saat), Kosta Rika (45 saat), Şili (43,1 saat) ve Güney Afrika (43 saat) geliyor.
İnsan bu rakamları görünce, biz hangi ülkelerle aynı platformda yer alıyoruz diye düşünmeden edemiyor Ama, gerçek acıdır… Çünkü, Türkiye’de çalışanların % 34 çok uzun saatler çalışıyor, bunu % 30 ile Meksika ve % 15 ile İsrail ve Yeni Zelanda takip etmekte. OECD ortalamasının % 13 olduğunu düşündüğünüzde içiniz daha da acıyor.
Evet çok çalışıyoruz, hem de deli gibi, Cumartesi çalışmak bile yetmiyor bize ama 2017-2018 “Küresel Rekabetçilik Endeksi” hesaplamalarına göre, 137 ülke arasında zar zor 53. sıraya yükseldik... Bir önceki yıl 138 ülke arasında 55., ondan önceki yılda ise 140 ülke arasında 51. sırada konumlandık.
Eh, biz de ağır ağır da olsa o kadar çalışma ile bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
Uzun Çalışmak Verimliliği Artırmıyor !
Araştırma kapsamına alınan ülkelerdeki ortalama çalışma saatleri 2000 yılından bu yana her ne kadar düşüş eğiliminde olmasına rağmen Uluslararası Çalışma Örgütü`nün (ILO) yaptığı araştırmaya göre ; düşük ve orta gelirli ülkelerin çalışma saatlerinin uzunluğu diğerlerine göre daha fazla. Düşük maaşlı çalışma, fazla mesai ücretinin ödenmemesi, serbest meslek çalışanlarının toplama oranı, iş güvenliği ve ülkenin kültürel yapısı, ülkeler arasında farklılıkları yaratan başlıca faktörler. Ayrıca, uzun çalışma saatleri, insan sağlığına zarar verdiği gibi, iş güvenliği riskini ve stresi arttırmaktadır.
Çok sayıda ülke, vatandaşlarının çalışma sürelerini standartlara yaklaştırmak için çeşitli girişimlerde bulunsa da çok başarılı olamıyor. Çünkü, çalışanların işyerinde geçirdikleri sürede kişisel işlerine de vakit ayırdıkları, kişisel ego savaşları ile iş gücü kaybına neden oldukları görülmektedir. Yapılan araştırmalar, fazla çalışanların performanslarının, yeterince dinlenenlere kıyasla daha düşük olduğunu ortaya koyuyor.
Dolayısı ile işverenlerin, daha çok kâr etmek için fazla mesaiye zorlamaları dikkate alındığında, her iki tarafın da işi ve işgücünü etkileyen faktörlerin farkına varması ve ona göre tedbir alması gerekir.
Hem Çalış, Hem de Yaşam Standardın Düşük Olsun…
OECD Ülkeleri arasında ”Daha İyi Yaşam Endeksi” yayınlamaktadır. Bu endekste 11 temel kriter var : Barınma, Gelir, İş (İstihdam), İletişim, Eğitim, Çevre , Sosyal Katılım, Sağlık, Yaşam Memnuniyeti, Güven, ve İş Yaşam Dengesi kriteri.
Türkiye’nın bu endekse göre son 20 yıl yol katettiği söylense de, OECD ortalamalarının çok altında kalarak mutsuz bir tablo çizmekte. Türkiye, Mexico ve Güney Afrika ile aynı seviyede iken Almanya hem az çalışıyor hem de mutlu yaşıyor.

Kaynak: www.oecd.org
OECD Raporlarına göre ortalama haftalık çalışma saatimiz fazla olmasına rağmen, ne verimli ülkeler arasında yer alıyor, ne inovasyon yapabilen öncü ülkeler arasındayız, ne de mutluyuz. Eee ne için çırpınıyoruz, bir düşünün…
“Çalışmak ibadettir” demiş atalarımız, ama bu çalışma verimsiz ise, bizi yorgun düşürüyor, bitkin bırakıyor ve sağlımız da elden gidiyorsa bir düşünmeli insan, kendini sorgulamalı. Tembellikten yana değilim, ama çok çalışıpta ruhunu öldürmekten yana da değilim.
İnsan ruhunu dinlendirmeli zamam zaman, kendine dur demeli, bakmalı etrafta ne oluyor diye, gökyüzündeki kuşa, etraftaki insana kim diye ?
|