23-24 Şubat 2005 tarihinde Management Centre Turkiye (MCT) ve Eventus tarafından düzenlenen 10.İnsan Kaynakları Konferansında ağırlıklı yabancı konuşmacıların yanı sıra Ahmet N. Zorlu, Muzaffer Akpınar , Güngor Uras gibi konuşmacılar da vardı. “Manevi Zeka”, “Zeki üst Düzey Yöneticiler Neden Başarısız Olur?” , “Yöneten Beyin: Duygu ile Düşünce Ortak Olabilirse”, “İş Yaşam Dengesi” gibi ağırlıklı olarak insan kaynağının önemini ve motivasyonunu çağrıştıran konular iki gün boyunca tartışıldı.
İki günlük konferans boyunca tüm oturumları izlemeye çalıştım, ancak bazı paralel oturumlar benim tercihime bağlı kaldı. Benim ilgili çeken paralel oturumlar sizin ilginizi çekmeyebilir, o yüzden şimdiden sizlerin affına sığınıyorum.
Manevi Sermaye: Rasyonel (IQ), Duygusal (EQ) ve Manevi Zeka(SQ)mızı Kullanmak
Konferansın en güÇlü ve en çok dikkat çeken konuşmacılardan biriydi Danah Zohar. Rasyonel Zeka (IQ) ve Duygusal Zeka (EQ)’dan sonra anlam, değer ve amaçlara ulaşmak için Manevi Zeka (SQ) kavramını geliştiren ve gündeme taşıyan konuşmacı.
Kapitalizm ve iş dünyasının Dünya’ya “küresel istikrarsızlık” getirdiğini ve bu şekilde devam ettiği taktirde mevcut kaynakların (doğa, petrol vb..) en fazla 40-50 yıl daha devam edeceğini savunuyordu. İş Dünyası’nın temel amaçlarından birinin sürdürülebilir ekonomi yaratarak para kazanmak ve toplumsal ihtiyaçlara cevap vermek olduğunu belirtti.
Bugüne kadar önemli olan Rasyonel Zeka (IQ)’nın başarı için yeterli olmaması Duygusal Zeka (EQ), Empati gibi kavramları gündeme getirmiştir. Ancak, sürdürülebilir ekonomiyi sağlamak için olaylara daha farklı bakmak gerektiği, bunun için de Manevi Zeka(SQ) kavramının değerlerimiz, anlamlarımız ve amaçlarımızla ilgili olduğunu ve iş dünyasının Manevi Sermaye kavramını daha ön plana çıkartması gerektiğini vurgulandı. Manevi Sermaye; bir organizasyonun nelere inandığını, nelerin çıkış noktası olduğunu, değerlerin ne olduğunu ve ne için sorumluluk alması gerektiğini yansıtır. Şirketlerimizde başarılı bir yönetimi sağlamak için bizimle birlikte çalışacak kişilerin IQ, EQ ve SQ kavramlarını bir arada kullanması halinde mükemmele ulaşılabileceğini belirtti.
Aslında İş Dünyasının negatif motivasyonla beslendiğini, bir şeyleri kaybetme korkusu ve endişesi onları daha hırslı ve her şeye rağmen kazanmak ilkesi ile hareket ettirdiğini belirtti. Ancak, negatif motivasyonun yanında araştırma, yardımlaşma, güvenirlik, topluma katkı, sosyal sorumluluk gibi pozitif motivasyonlar ile hareket ettiklerinde daha başarılı olabileceklerini savundu. Bunu yapabilmek, geride yaşanabilir bir Dünya bırakmak için Manevi Zeka kavramına daha fazla önem vermek ve ofis penceresinden dışarı bakıp “Benim aldığım karar bu toplumu şekillendiriyor” diyebilmek gerektiğini söylediği anda mesajını açık ve net bir şekilde vererek salondaki tüm alkışları topladı.
“Zeki Üst Düzey Yöneticiler Neden Başarısız Olur?”
Zeki insanlara bakış açımız çoğu zaman daha farklıdır, hele bir de yönetici ise... Ama bazen onların yaptıkları şirketi iflasa kadar götürür, çalışanı üzer... Çünkü, onlar aşağıda dört grupta özetlenen unsurların bir araya gelmesi ile potansiyel bir tehlike olduğu belirtildi.
1. Yanlış Stratejiler Belirlemek ! Gerçeği görememek, sadece tek doğru yol vardır yanlısı, değişime direnmek vb
2. Gerçekle Yüzleşmekten Kaçınmak ! Hayır diyememek, rakiplere karşı saygısız olmak, yanlış müşteri ve tedarikçi kitlesi vb...
3. Organizasyon El Kopukluluklar ! İletişim ve kontrol mekanizmasının kopması, kuralları çiğnemek, dikkatsiz olmak vb...
4. Yönetici Patolojisi ! Kişisel abartı, şirket benim yaklaşımı, tüm cevapları ben bilirim, ya benim söylediğim yada giderim, imajla özdeşleşmek (Bu benim şirketim. Ben ticarete atılmak istiyorum) engelleri ödüllendirmemek, öğrenme alışkanlığının olmaması...
“Yöneten Beyin: Duygu ile Düşünce Ortak Olabilirse”
Aslında biz sadece mantıksal karar vermiyoruz. Kararlar, düşünce ve duygunun ürünüdür. Tıpkı Nietzche’nin dediği gibi “Düşünceler, duyguların gölgesidir”. Gerçekleşen sunumda da belirtildiği gibi gizli güÇ olan duygularımız bizim kararlarımızı etkilemektedir. Kritik kararlar verme esnasında duygularla düşünceler arasındaki çelişkiyi arttıran belirsizlik durumlarında, duyguların etkisi kuvvetlenir. özellikle risk ve belirsizlik arttıkça, alışkanlıklara ve sezgilere bağlı olarak verilen kararlar tercih edilmektedir. Bu durumda bizi yöneten beyin, duygu ve düşüncelerin ortak harmanlamış halidir. Şirket yönetiminde mantıksal kararlar veriyoruz diyenler, duygularını gözardı etmemeliler...
Zorlu’dan Mesaj: İşinizi / Kurumunuzu Sahiplenin
Zorlu Holding YKB Ahmet N. Zorlu başarı için işini ve kurumunu sahiplenmek gerektiğini belirtti. İşini seven, kurumuna güven duyan ve ona sahip çıkan çalışanların kendi belirledikleri hedeflere ulaşmak için Çaba sarf etmesi ve sürekli o hedefe doğru koşmanın şart olduğunu belirtti. Ayrıca “Nasıl bir lider olduğu ve Çalışanları nasıl motive ettiği” sorulduğunda “Her zaman açık kapı politikası uyguladığını, sürekli fabrika içinde dolaşıp öğütler verdiğini ve çalışmadan olmuyorun” olarak cevapladı.Türkiye’de İK’nın verimliliği %30-35’lerde olduğunu ve bunun için çalışmak gerektiği ve “Biz bu dünyaya çalışmak için geldik” cumlesi ile konuşmasına son verdi...
Bağlanmanın Yeni Kuralları -Yaşam/ İş Dengesi
Çok çalışma ve iş yoğunluğunun stresi bu nesil çalışanlarını farklı noktalara doğru yönlendirdiği vurgulandı. özelllikle havaalanları gibi iş dünyasının sık sık bulunduğu noktalarda Gezi, Tatil, Araba, Moda gibi hobi dergilerin ağırlıkta olması farklı beklentilerin ortaya çıktığını göstermektedir. Bu durumda artık çalışanlar, özellikle yeni nesil daha fazla para kazanmaktan çok, daha rahat bir iş ortamında çalışmayı, ailesiyle veya sevgilisiyle daha fazla vakit geçirmek istenmesi Yaşam / İş Dengesi Kavramlarını hayatımıza soktu.
Böyle bir gerçeğin farkına varan iş verenler ve yöneticiler yeni çalışma tarzları veya rahat çalışma ortamları üzerine biraz daha fazla kafa yormaları gerekecek gibi görünüyor. Bu yeni çalışma tarzları, bir önceki yazımda da üzerine değindiğim gibi Home Office / Evden Çalışma gibi İşyerinde Esnek Uygulamalar, Eğlenceli ve Rahat Çalışma Ortamları yaratmaları gerekir.
Konferansın ana teması ve konu içeriklerinden de anlaşıldığı üzere iş dünyasının BAŞARISI İNSAN`dan GEÇER’i çok rahat söylebiliriz. Teknoloji, bilişim, marka gibi kavramların hepsinin altında insan temeli yatmaktadır, o yüzden şirketinizdeki insan kaynağı sizin için en değerli kaynak...
|