Mevsim SOSYALLEŞME Mevsimi

Babam bana çalışmayı, fakat işin esiri olmamayı öğretti.
Şimdi okumanın, hikaye anlatmanın, şakalaşmanın,
Konuşmanın ve gülmenin iş kadar;
Hatta ondan da önemli olduğunu biliyorum.
                                                         Abraham Lincoln


Mevsim, sosyalleşme mevsimi… İlk baharın yorgunluk sendromunu geride bırakırken artık hücrelerimizde canlılık ön plana çıkıyor. Daha verimli çalışmamız için bizi destekleyecek alternatifler önümüze sunuluyor; şirket piknikleri, şirket turnuvaları, tiyatro organizasyonları ile çalışanlarımız kendisini bu aktivitelerin içinde buluyor…

Sosyal Etkinliklerin “Satır Araları”

Özellikle bu mevsimlerde bu tip etkinlikler birçok şirket tarafından organize edilmektedir. Yapılan organizasyonların hepsi çalışanlarımızın daha mutlu ve verimli çalışması için… Ancak, bu tip organizasyonlara sadece eğlence gözüyle bakılmamalıdır, bunlar satır aralarında bize çok şey ifade ediyor... Çalışanlarımızın aile yapılarını, giyim, konuşma ve davranış tarzlarını gözlemleme imkanı veriyor olması şirket için önemlidir. Çünkü, insan içinde yaşadığı kültürün bir parçasını şirkete yansıtmaktadır.

İş yerindeki sorumluluk üstlenme ve inisiyatif kullanma becerisini basit gibi görünen sosyal etkinliklerden gözlemleme şansını yakalıyoruz. Şirket pikniklerindeki oyunlara katılanlar ile katılmayanlara baktığımızda; katılanların genelde şirket içerisinde daha fazla sorumluluk aldığını, diğer grubun da kendini hep geri planda tuttuğunu ve mecbur kalırsa iş yaptığını görüyoruz.

Oyunlardaki başarılı olma isteğinin işinde de başarılı olmak isteyen kişilerde olduğunu, sonuç odaklı hareket edenlerin birçok oyunda da başarılı olduğunu, inisiyatif kullananların işinde de inisiyatif kullandığını gözlemlememek elde değil…

Şirket tarafından düzenlenen aktivitelere katılanların, şirket içi aidiyet duygusunun daha fazla geliştiğini ve daha kolay iletişim kurduklarını görüyoruz. Çünkü bu tip kişiler, gerek şirket dışında gerekse şirket içinde birçok farklı ortamlara girdiklerinden, farklı ortamlarda farklı karakterlerdeki kişiler ile nasıl bir iletişim içinde bulunacağını ve nasıl davranacağını biliyorlar. Ve genelde baktığımızda bu tip kişilerin şirket içerisindeki farklı bölümlerle olan diyaloglarında sorunlara daha kolay çözüm bulduklarını görüyoruz.

Çalışandan Önce Onun Gibi Düşünün

Sosyal etkinliklerin satır aralarını iyi okuyabilen bir işveren/yönetici iseniz çoğu zaman çalışan gibi de düşünebilirsiniz…

İşveren/yöneticilere hiçbir zaman söylenmeyen, ama çalışanların kendi aralarında geçen diyaloglardan biri olan “Sürekli çalışıyoruz, gezmek için vakit kalmıyor, böyle hayat geçer mi ?“ yakınmalarını bizler de söylemiyor muyuz?

Bütün gün çalışmış ve problemlerle boğuşmuş bir kişinin bu stresini atmak için iş çıkışı veya hafta sonu şirket tarafından organize edilmiş bir etkinlikte eğleneceğini bilmesi onu mutlu etmez mi ? Üstelik bir sonraki iş günü güzel geçirilen zamanın motivasyonu ile iş verimini artırmak çok daha kolay olacaktır.

Çalışan, zamanın çoğunu bu şirkette geçirmesinin karşılığını maddi olarak almasının yanı sıra manevi olarak da alıyor olması onu mutlu edecektir. Şirket verimliliğini artırmanın yanı sıra şirket sadakatinin bir yolu da bu sosyal etkinliklerden geçer.

Son Söz

Şirketteki kurallara uyan, ama ya o kurallar olmasaydı nasıl davranırdı çalışanımız, onun gerçek karakterine ne kadar baskı yapıyor koyduğumuz şirket kuralları? Bunu ne kadar iyi bilirsek , şirket kültürümüze yakın insanlarla birlikte çalışarak daha çok sinerji yaratabilir ve daha verimli çalışmalarını sağlayabiliriz.

İşte bunun için çalışanlarımızı iş dışı farklı ortamlarda daha iyi tanımak için yaz mevsiminde daha fazla sosyal etkilikler organize etmeli  ve çalışanlarımızı yakından tanımalıyız.

 


Sema Adalı
     
 
0 Yorum
Yorum Yaz





Sanalnet