Neden İnsana YAPTIĞIMIZ YATIRIMI Geri Alamıyoruz ?

Planınız bir yıl içinse pirinç ekin,
On yıl içinse ağaç dikin, yüz yıl içinse insanları eğitin.
                                                             Huang-Ce


Ağustos, tatil ayı olsa da aslında birçok yönetici ve işveren için kafasını toplayıp sorgulama ayı.

Sorgulan dış ekonomik unsurların yanı sıra eskiye göre daha çok bilgi ve eğitim imkanı varken neden insan kalitesi git gide düşmekte ve sunduğumuz imkanlar kadar geri dönüşüm alamıyoruz ?

Her işveren ve yöneticiyi ilgilendiren çok temel ve basit bir soru, ama cevabı o kadar basit değil. Burada sadece kendi gözlemlerimden yola çıkarak cevaplamaya çalışacağım.

Rekabet baskısı ile birçok firma rekabette kendilerine yardımcı olacak yeni bilgi, eğitim, teknoloji ve sisteme yatırım yapmaktadır. Özellikle de bunlar alanında lider bir firma tarafından uygulanıyorsa, uygulama isteği de kaçınılmaz olmaktadır.

Başlangıç için ilk adım eğitim talebi olmakta ve alınan eğitim sonrası birkaç ay geçmesine rağmen işletmeye bir yansıması görülmediği zaman, yönetim zaman ve para kaybını sorgulamaktadır. Peki burada yanlış olan ne? Eğitim talebi mi, alınan eğitimin kendisi mi yoksa eğitim öncesi sorulmayan aşağıdaki üç tane temel soru mu ?

  • Talep edilen eğitim için firmanın alt yapısı uygun mu ?

  • Eğitime katılan diğer firma veya katılımcılarla bilgi alt yapınız aynı mı ?

  • Alınan ilk eğitimden sonra temel başlangıç adımları atıldı mı / atılacak mı ? Çünkü, yeni bir konuda eğitim almak, sistemi oluşturabilmek demektir. Eğer alınan eğitimi firmada yaşatacak bir sistem yok veya sistem kurma niyeti yoksa, en iyisi paranız cebinizde kalsın.


Sindirmeden Gidiyoruz

Eğitime veya insana yapılan yatırımlardan istenen geri bildirimlerin alınamamasının bir diğer nedeni: bize sadece yeni bir bakış açısı kazandıran bilgiyi sindirmeden, uygulamaya geçirmeden öğrendiğimizi zannedip ileri seviyesini talep etmemiz.

Çoğu üretim firmasında 5S‘ın* yanı sıra 6S* eğitimleri iştahla talep edilmektedir. Aslında öğrenme isteği, firmanın verimliliği açısından çok önemlidir. Ancak, bir adım geriye dönüm baktığınızda aslında firmanın 2S‘i bile doğru düzgün uygulamadığını görmekteyiz. Bu durumda firmanın 6S eğitim talebi lüksün de lüks talebi olmaktan başka bir şey değil.

Firmanın alt yapısında, tamamlanması gereken boşlukları göz ardı edip, eksik zemin üzere yeni bir şey inşa ettiğinizde o boşluklar yüzünden meydana gelebilecek bir problem tüm sistemi sallamaya başlayacaktır. Bu durumda ana problemi çözmeden diğer problemlerle uğraşmak durumunda kaldığınızda, yönetim tarafından söylenen ilk söz “Bu kadar eğitim aldınız, bir işe yaramadı” söylemidir.

Burada yönetim kendince haklıdır, ama bu şirket yönetimleri tarafından yapılan ve insan kalitesinin bilgi ve tecrübe eksikliğini etkileyen en büyük yanlışlardan biridir. Birşeyi tam olarak öğrenmeden, sindirmeden bir yenisini talep etme alışkanlığı. Bir arabanın basit ama küçük bir parçası bile eksik olsa o araba ne kadar çalışır ki ?

Bir şeyi öğrenmek, temellerini sağlam atabilmek ve o temel üzerinden sindire sindire gitmek kolay bir şey değildir. Yeni bir konun öğrenilmesi ve sindirilmesi için en az bir yıl gerek. Ama bizim şirketlerimiz öyle yapmıyor, alınan eğitimlerin temelleri bile atılmadan bir yenisini talep etme hakkı doğuyor.

En basit mantıkla düşünün; yabancı dil öğrenmeye başladığınızda temel gramer bilgisi almaya başladıktan hemen 1-2 ay sonra Teknik İngilizce aldığınızı. Kuracağınız cümlenin içinde özne ve fiiller birbirine karışır ve teknik kelimeler de araya girerse, orada anlaşmaktan çok kaos çıkar. İşletmelerde yaşanan da aslında benzer bir durum. O yüzden oturup biraz düşünülmeli, alınan eğitim ve bilgiyi bireyin sindirmesi sağlanmalıdır.

Ayrıca, Türk toplumu olarak hızlı öğreniyor, pratik çözümler buluyoruz. Bir konu hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmak için sabırsızlanıyoruz, ama bu yüzeysel bilgi edinme alışkanlığı işletmelerimizi ve bizi ileride zarara uğratmaktadır.

Yavaş Yavaş, Ama Sağlam

Rekabet “yavaş” kelimesine düşmandır. Ama bazen bilgiyi sindirerek gitmek ileride doğabilecek problemlerle uğraşmamak için çok önemlidir. Hızlı gidip, sonra o problemlerin çözümü ile uğraşmaktansa yavaş ama sağlam adımlarla gitmek önemlidir.

Kaliteli ürün ve hizmet üretmek için yeni uygulamalara yanaşmadan önce mevcut sorunlar çözülmeli, sistemin alt yapısı oluşturmalı ve daha sonra üzerine yeni bir kat atılmalıdır. Aksi taktirde, sunulan tüm imkanlara rağmen bir konuyu tam öğrenmeden yenisini uygulamaya çalışan niteliksiz iş gücü ve yarım kalmış nice uygulama örneklerin ortaya çıkması kadar doğal hiçbir şey yoktur…

Alınan eğitimlere, ileride hızınızı artıracak potansiyel kaynak olarak bakın, ama bu kaynağı işlemek için “Uygun alt yapı, araç gereç ve irade var mı ?” sorusun cevabı insan kalitesini ve şirket içi uygulama verimliliğini artırıp arttırmamada ana etken olduğunu unutmayın.

* 5S Japonca 5 S (SEİRİ, SEİTON, SEİSO, SEİKETSU SHİTSUKE kelimelerinin Türkçe karşılığı olan SINIFLANDIRMA (Ayıklama), DÜZENLEME (Yerleştirme), TEMİZLİK, STANDARTLAŞTIRMA ve DİSİPLİN kelimelerinin anlamıdır ) + 6 S SAFETY, EMNİYET’i ifade etmektedir.

 

Sema Adalı
     
 
0 Yorum
Yorum Yaz





Sanalnet