KURUMSALLAŞAMAMANIN SONU: Şirket Evlilikleri, Satın Almalar veya Şirket İflasları

Hiçbir iş insana bağlı kalmamalıdır,
Başarıların devamı için kurumlaşma şarttır.
                                         Sakıp Sabancı   
                                                                                                 

Bu yazımın başlığını istemeye istemeye yazdım, ama yıllar önce Levet Kırca - Oya Başar`ın "Olacak O Kadar"  programındaki "Aç gözünü seyret, tekrarı yoktu" repliğini ekonomik anlamda iyi okumamız gerekir. Bugün ekonomik kasırga artık doğal felaket olarak birçok yerel, ulusal ve uluslar arası şirkette zarar vermeye başladı.

Dünyadaki bir çok şirketin  birleşme, satın alma veya iflas süreçlerini ekonomi sayfalarından üzüntü ile okuyoruz. Bütün dünyada şirketlerin yaşam süresi kısalıyor. Bu süre Almanya’da 45 yıldan 18 yıla , Fransa’da 13 yıldan 9 yıla,  İngiltere’de ise 10 yıldan 4 yıla indi.Türkiye’de ise işletmelerin yüzde 80`i 5’inci yılına, yüzde 96’sı 10’ıncı yılına ulaşamıyor.  Bursa ayağında da durum farklı değil…İlk 500`lerde, ilk 250`de yer alan şirketlerin adı tek tek o sayfalardan siliniyor.

Artan rekabet ve yabancı oyuncu sayısı, kurumsallaşamama gibi nedenler şirketlerin yaşam süresini olumsuz etkiliyor. Ayrıca, şirket evlilikleri ve satın almalar da şirket ölümlerine yol açıyor.

Üzülme ALİ AMCA…

Bugünkü şirketin  temellerini, evinin alt katında veya 35 m2`lik bir atölyede atan Ali Amca, çocuklarının büyüdüğünü  göremeden geçti gençlik yılları. Aradan yıllar geçti, atölye oldu  kocaman fabrika, lüks açık ofisler derken birileri "rekabet edemiyoruz, yeterli teknolojimiz, öz sermayemiz, insan kaynağımız yok" dedi. Şirkete yabancı ortak bulmamız lazım veya satarsak daha karlı oluruz" dedi.  Anlayamadı Ali Amca, nasıl olur koca ömrünü verdiği şirketi bir başkası ile paylaşmak. Onun için eşinden çok sevdiği fabrikayı başkasıyla paylaşmak imkansızdı, namus meselesi idi. Globalleşme, rekabet derken Ali Amca`nın çocukları şirket birleşmelerine sıcak bakmaya başlarken, Ali amca neden başarısız olduğunu sorgulamaya başladı.

SONUÇ Neden Başarısız ?

Ali Amca düşünürken, diğer bir çok kişi de benzer  soruların cevabını arıyordu. Araştırmalar, aşağıdaki nedenlere vurgu yapıyordu: 

- Aile şirketlerinin kurumsallaşmamakta direnmesi,

- Aile içi çatışmalar / uyuşmazlıklar ve yetki karmaşası,

- Aile fertlerinin elde ettiği başarılarla megalomaniye kapılması,

Ailenin ucuz ve kalitesiz insan kaynağı ile şirketi yönetmeye çalışması,

İnsan kaynağının "İnsan Kaynakları Sistemlerine " göre yönetilmemesi,

- Şirket yönetiminin yaptığı hatalar,

- Yeterli öz sermaye olmaması, ek finans gereksinimini uygun maliyetlerle bulamamaları,

- Rekabetçiliği sağlayacak teknolojik gelişmelere adaptasyonda geç kalmak,

- Kurumsallaşamama ve markalaşamama,

- Yeni pazarlara açılamamak gibi birçok neden sıralanabilir. 

Bu nedenlerin her biri kendi içinde ayrı ayrı sorgulanıp analiz edilebilir. Bizde insan kaynakları açısından, yaşanmış tecrübelere göre kısaca değerlendirelim.

İnsan Kaynakları Açısından SONUÇ Neden Başarısız ?

Bir şirketin mali tablolarından yerini bir türlü alamayan ama asıl şirketin beynini ve kan dolaşımın etkileyen "insan kaynağının" değeri henüz istenen seviyede anlaşılmış değil. Sipariş olup da onu işleyecek iş gücü olmadığında eksikliğini hissediyoruz, ama sonra ücreti belirlerken  "asgari ücret" seviyesinde bırakmayı tercih ediyoruz. Yani biz bu işi yönetim olarak çok ciddiye almıyoruz…

Halbuki kurumsallaşma yolculuğuna çıktığımızda "Adil Bir İnsan Kaynakları Sistemleri" kurmayı vaat etmiştik çalışanlarımıza.

Kurumsallaşma sürecinde, adı üstünde "kurumu" "sallama" dedirtecek tarzda,  kurumu tehlikeye sokmamak için belli sistemlerin kurulması anlamına gelmektedir. Bir çok firma bir zamanlar moda olarak gördüğü kurumsallaşma sürecinde, kurumsallaşamamanın sonucu  bugün şirketin kendi kendine intiharına neden olduğunu görmektedir. İnsan kaynakları sistemleri kurdurma  niyeti ile biz danışmanlara birçok paralar verdiler. Ama gerçek niyetleri kurumsallaşmak değildi, anlaşılan…

Hastamız olan şirket yönetimi / işverenler, şirket içerisinde "Performans Yönetim Sistemi" kurdurmak istiyor. Gece gündüzlü ilgili tüm bölümler çalışıyor, sistem istenen kısa sürede kuruluyor ve  değerlendirme dönemi başlıyor. Değerlendirmeler yapılıyor, puanlar ortaya çıkıyor ve nihai rapor "Üst Yönetimin"  önüne gidiyor ve zam oranları aşağıdaki gibi belirleniyor…

 - "Aaa, Ali  4.06 mı almış. Yok yaaa ne yapmış ki 3`puandır o,  % 5 zam yeter."

- "Fatih 3 puan. Bu çocuk gece gündüz çalışıyor. Mesai saati dışında ben ona yazlıkta tekneyi boyatıyorum. Buna % 8 yapmamız lazım. Çok çalıyor."

- Ayşe 2,5… Aaaa bu kızcağıza  haksızlık yapmışınız. Maşallah hep güler yüzlü, hatırımı sormadan geçmiyor… % 8 zam

derken biz şirket içinde performans yönetimi isteyen Üst Yönetimi  / İşverenleri sorguluyoruz. Aslında onlar sistemin verdiği sonuçları değil, kendi söylediklerine inanmak istiyor ve onu uyguluyor. Ancak kurumsallaşmada "üst yönetim/ işverenler" değil, iş sonuçları konuşur.

Ancak, ne zaman iş sonuçları konuşur, beynimiz ona hazır olduğunda. O hazır değilse, kurumsallaşmadan geçer yıllar. Taaa ki bir gün Ali Amca`nın çocukları ona adını bile telaffuz edemediği yabancı şirket isimlerini söyleyene  kadar.   

Kararlıydı ALİ AMCA

Ali Amca`nın gecesi gündüz, gündüzü gece oldu derken yukarıda yazılanların çoğunu yaptığı film şeridi gibi gözünün önünden geçti. Olan oldu, Ali Amca, kararlıydı kendi kurduğu şirketin rekabet edebilirliğini sağlamakta. Kendi alın teri ile kurduğu şirketi kendi adıyla ölümsüzleştirmeliydi.

Çocukları topladı, bu nedenlerin  hiç birinin tek başına başarı / başarısızlığı etkileyecek nedenler olmadığını, hepsi bir bütün olarak değerlendirildiğinde bir sonuç ifade ettiğini ve birçok faktörü aynı anda değerlendirerek karar vermeleri gerektiğini öğütledi.

Sizlerinde kurumsallaşmada geç kalmamanız dileği ile

- OLACAK  O KADAR -

Aç gözünü seyret tekrarı yok bunun
İşimiz muhabbet efkarı yok bunun
Arada bir dilimiz sürçer ise af ola
Susmasını biliriz de kemiği yok bunun
Olacak, olacak, olacak o kadar
Olacak, olacak, olacak o kadar
Niyetimiz kimseyi kırmak değildir
Şuradakini buraya koymak değildir
Arada bir zülfü yare dokunduk
Tam yerine rast geldi manzara koyduk
Olacak, olacak, olacak o kadar
Olacak, olacak, olacak o kadar

                             

                              Grup Gündoğarken


Sema Adalı
     
 
0 Yorum
Yorum Yaz





Sanalnet