PAPATYA FALI: GÜVENİYORUM, GÜVENMİYORUM, GÜVENİYORUM?

Güç ve güveni hep dışımda aradım,
Ama bunlar insanın içinden gelir ve her zaman oradadırlar.
                                                                           Freud

 
İlk baharın gelişi ile her yer yavaş yavaş çiçek açıyor, her taraf yeşilleniyor, içimiz kıpır kıpır aşk duygusunu arıyor. Aşk olupta, papatya falını unutmak mümkün mü… Eskiden belki de hemen yanı başımızda bulabileceğimiz papatyayı, bugün çok uzaklarda dağ tepelerinde bir yerlerde arar olduk.

İşte, bugünün şirketlerinde çalışanlar da aşkı arar gibi "güven duygusunu" arıyor. Tam güvendiğini düşündüğü anda güvenmediğini hissediyor ve papatya falı misali   "güveniyorum, güvenmiyorum, güveniyorum"u mırıldanıyor. Hani hep seviyor çıksın isteriz ya, yüreğimiz de hep güvenmek istiyor.

Güven Ortamı

İş yerinde güven ortamının sağlanması; iş verimliliği, iş motivasyonu ve huzurlu çalışma ortamı açısından son derece önemlidir. Dolayısı ile şirkette "güven duygusunu" oluşturmak  için güven duygusunu sağlayacak kişileri birer  "tohum", güven ortamının sağlanacağı kurum kültürünü  de "toprak" gibi düşünmelidir. Önemli olan doğru tohumların toprakta filizlenip yeşermesini sağlamak.

Peki bizim için öncelikli doğru tohumlar kimler ? Herkesin güvenilir olmasını istememize rağmen, özelikle yönetici pozisyonundaki kişilerin "güvenilir" olması son derece önemlidir. Çünkü, adaletin dengesini sağlayacak, güvenilir çalışma ortamının temellerini atacak olan onlar. 

Yöneticilerin Güvenirliği

Çalışanlar, çoğu zaman şirket imajını göz önünde bulundurarak o şirkette çalışmaya başlar, ancak yönetici davranışları yüzünden işten ayrılırlar. O kadar zorlu mülakat sürecinin sonunda, çalışan çalışma ortamının ve yöneticinin güvenilir olmadığını söyleyerek işten ayrılıyor.

Bir yönetici nasıl güvensiz olmakta ? Hangi davranışları sergileyerek karşı tarafın güvenini kaybetmekte?   

Aşağıda, şirket yöneticinize yakıştıramayacağınız birkaç tane neden;

  • Dürüst olmamak
  • Sözünü tutmamak
  • Bir görevi yapacak yetkinlik ve bilgiye sahip olmamak
  • Sorumluluk sahibi olmamak

Değerler

Yukarıda yazılan nedenlerin başlangıç noktası: Değerler… Hayatımızın rotasını çizen; güven, açıklık ve dürüstlük değerleri. Sizin bir yönetici olarak değerleriniz ile şirketin ve çalışanın değerlerinin birbiri ile örtüşmesi son derece önemlidir.  Bu sizin, bir yönetici olarak bu değerleri ne kadar benimseyip benimsemediğiniz ile ilgilidir. Çalışanların çoğu bu değerli yöneticisinde görmek ister…

Güven, açıklık ve dürüstlük değerlerini benimseniş olan bir yönetici, çalışanlara karşı her zaman açık sözlü olur. Olumlu veya olumsuz olayların çalışanlar ile paylaşılması noktasında dürüst davranır.

Yöneticinin Sözünü Tutup Tutmaması

Yöneticinin sözünü tutup tutmaması, yöneticinin güvenirliğini sarsan diğer bir nokta. İş hayatı, doğal olarak birçok sözün verilmesi ile başlar;  bunlar bazen yazılı olur, bazen de sözlü olarak verilir. "Sözüm senettir…" üzerine kurulan bir iş kültüründe,  doğal olarak verilen bu sözlerin zamanı gelince yerine getirilmesi beklenir. Yerine getirilemeyen veya verilen sözün farklı şekilde çalışana iletilmeye  çalışılması güven ortamını zedeler. Hangimiz aşağıdaki olaylara şahit olmadık;

-  "İş görüşmesinde bana ikramiye de var  denmişti."

-  "1 yıl sonunda beni Satış Bölümüne  alacağı söylenmişti."

- "İş yoğunluğu sebebiyle, geçici olarak Depoya gelmiştim, ama burada kaldım, kimse de bir şey söylemiyor."

- "Sözleşmede yazılı primin yıl sonunda verileceği yazıyor, 3 ay geçti henüz verilmedi."… gibi nice söylenen, ama yerine getirilmeyen sözler.

İşte bu çok basit gibi görünen sözler, çalışanların kendi aralarında dile getirmesi ile küçücük bir kar  tanesi, kocaman kar topuna dönüşmektedir ve şirket içerisinde yayılarak "güven ortamı"nı zedelemektedir.

İstenen Yetkinlikte Olmamak

Yönetici olmak, zor sanat… Hem bilgili olacaksınız, hem yetkin olacaksınız, hem güvenilir, hem de insani değerlere sahip olacaksınız, zor çok zor. Ama bir çalışan yöneticinden bunları bekler ve görmek ister. Yönetici dediğiniz unvan gerçekten, bilginin hakkını verebilmelidir.

Çalışan, yöneticisinin bir konuda en ufak bir eksiğini yakaladığı an  "Abi, bunu da başımıza yönetici yaptılar. Bunu da  bilmiyor, bana soruyor."  cümlesi ile şirket içerisinde güven sarsılır. Hem de sadece yöneticisine karşı değil, üst yönetime karşı da güven sarsılır, çünkü bu konuda yetkin olmayan bir kişinin kendi başlarına yönetici olarak tayin edildiğini düşünmeye başlarlar. Ve kendisinin bu şirkette kalıcı olup  olmadığını sorgulamaya başlar.

Sorumluluk Sahibi Olmamak

Sorumluluk kelimesinin anlamı: kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda bazı yöneticilerde gördüğümüz davranış tarzı, kendi altında çalışanların sorumluluğunu almaması.

Hazırlanan herhangi bir raporda fark edilen yanlışlık veya problemli bir olayda bazı yöneticiler; "O raporu Ali hazırladı, o onun hatası, benim haberim yok." deyip sorumluluğu üstüne almaması, yönetici zafiyetlerin belki de en büyüğü. Böyle bir durumda, yönetici başarı ve başarısızlığı ile sorumlu olduğu bölüm veya işin her şeyini üstlenmelidir ki güvenilir yönetici olarak algılansın.

SON SÖZ

Sön söz belki  Freud`un sözü ile bitirmek olacak:"Güç ve güveni hep dışımda aradım ama bunlar insanın içinden gelir ve her zaman oradadırlar." 


Sema Adalı
     
 
0 Yorum
Yorum Yaz





Sanalnet