VEFA ARIYORUM

 Vefa uzaklarda kalan bir his, Dost eski şarkılardan bir iz,                                                                                               Şefkat ise bardaktaki sarışın kız,                                                                                                                             Dizlerimde derman, kandilimde yağ bitti                                                                                                                     Bulamadım…                       Zeki Müren

 

Bir yılı geride bırakırken,  ne kazandığımızı ve ne kaybettiğimizi değerlendiriyoruz… Belki çok şey kazandık, ama kaybettiğimiz bir duygu var o da "Vefa" … Belki bir sevgiliye, belki bir arkadaşa, belki de bir çalışana karşı vefa duygumuzu kaybettik…

Her şirkettin kuruluşunda veya büyümesinde bazı çalışanlar diğerlerine göre daha fazla çalışır. Bu fedakarlık, kişinin şirkete olan gönül bağı ile ilişkilidir. Çalışan, o şirketi atölyeden fabrika haline getirmedeki katkısını veya bir işi yetiştirmek için sabahlamanın keyfini yaşar. İşte bu tarz duygular içinde bazı çalışanlar şirkete gönülden bağlı olurlar.

Ancak, gün gelir devran döner şirketin "kurumsallaşma" sürecinde mevcut kadrolar beğenilmemeye başlanır ve işte o zaman yeni yöneticiler kurumu sallamaya başlar. Geçmiş geçmişte kalmıştır onlar için, onlar geleceğe bakar ve 5 yıllık strateji planlarına odaklanır. Geleceğe odaklanmanın enerjisi ile bir gün ne olduğunu bile anlamadan, fedakarca çalışanın işten çıkışı verilir, bir veda maili bile yazamaz, arkadaşlarıyla vedalaşamaz, masasını bile apar topar toplam zorunda kalır ve güvenliğe kadar birileri ona eşlik eder.  Bir anda şirketteki çalışma yılları, siyah beyaz film gibi gözünün önünden geçer, omuz omuza kol kola çalıştığı işverene gitmek ister  ama  "Ya yoktur ya toplantıdadır."

Ne Oldu Bize ?

Bu sahne bir çok şirkette yaşanmaktadır. Ne oldu bize ki o çalışanların fedakarlıklarını unuttuk ve güvenliğe kadar eşlik ederek hırsız muamelesi yapar olduk çalışanlara. Sadece bir dakika düşünün, bu sahneyi kendinizin yaşadığını, nefesiniz daralır yüreğiniz burkulur, değil mi ? Bu duyguları çalışana yaşatmaya hiç birimizin hakkı yok.

Tabii sanal dünya "in" gerçek dünya "out" olunca, bizlerde de mertlik öldü, bir çalışanı işten çıkartmayı bile mertçe yapamıyoruz…

Çok mu zor ?? Aşağıdaki Sahneyi Çalışana Yaşatmak ?

Yıllarca veya fedakarca o şirkette çalışmanın hazzı ile kişi keyifle işe gelir gider. Ancak, rekabet sürekli daha nitelikli çalışanları gerektirirken, bizim eski yöntemlerle iş yapma tarzımız geride kaldı veya biz adapte olamadık. Rekabet şartlarını çalışana onu anlayacağı şekilde anlatarak kendisini geliştirmesini istedik ve gerekli şartları sağladık.  Kişi adapte oldu veya olamadı, ama bu yaklaşım bile "Evet siz, şirket olarak  her türlü imkanı sağladınız ama ben adapte olamadım"mı dedirtir çalışana. İşte bu söylem dahi sizleri kurtarır, "vefa" yı hatırlatır.

Yerine alacağınız yeni kişiyi, yetiştirmesini rica eder ve bilgi aktarımını yaptıktan sonra tüm çalışanlara veda eder ve bir buket çiçekle el sallayarak şirketten ayrılır.  Arada bir şirketin önünden geçerek "Müsaitseniz çayınızı /kahvenizi" içeyim der, gider.

Gün gelir, şirkette bir kutlama olur, o kişinin katkısı hatırlanır ve yemeğe davet edilir veya bir toplantıda onun da adı geçer, "Alo" der adınız geçti hatırınızı sormak istedik denir. İşte bu vefadır, bizde olması gereken.

"Vefa" öyle kilit bir kelimedir ki şirket  imajınızı yüceltir. Reklam ajanslarının yapamayacağınız yapar, çünkü yılların birikimi ile kök salmıştır şirket kültürüne.

Dilerim her şirket, yöneticilerine önce "vefa" duygusunu öğretir. Şirketin geçmişini öğreterek, geçmiş başarıları takdir etmeyi ve o şirketi bugüne taşıyanlara teşekkür etmeyi şirket kültürü haline getirir.

 


Sema Adalı
     
 
0 Yorum
Yorum Yaz





Sanalnet